bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      oradan oraya sürüklenip gitmiş bir tarihtir. ah bu göçebelik.
    2. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çinlilerden vergi almanın önemi kavramamış dalyaraklar tarafından ufak bulunmuş. adama derker ki ''lan sığır, dünyanın medeniyeti çin, mısır ve hindistan'dan ibaretti o dönemler. sen dünyanın en büyük medeniyetlerinden birini -belki en önemlisini- vergiye bağlamışsın, bu mu önemsiz''.
      0ibom benim ++++ - hadigelbikahveicelim 20.06.2016 21:54:50 |#2495544
      1hocam milliyetçi bir insan değilim ama kendi özüme sahip çıkıp atalarımın başarılarını da hiçe sayamam. sezarın hakkını sezara teslim etmek gerek. az bi' kitap okuyan, sorgulamadan ''enee bu doğruymuş'' diyene pabuç bıraksak itin götüne sokarlar bizi. - deli ibo 20.06.2016 21:56:07 |#3341373
      1ulan gelişine layka abandım, beni şaşırtmadın dersem yalan söylemiş olurum ibo. - rakunettin 20.06.2016 21:58:58 |#3302210
    3. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "büyük atatürk'ün, türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır sözü boşuna söylenmemiştir. daha düne kadar tarihimizin muhtevası çok sınırlı konularda iken, bugün milattan önceki çağlardan itibaren türklüğün izlerini takip ediyor ve bu yüce milletin tarihte gerçekleştirmiş olduğu işleri öğrendikçe hem gururlanıyoruz, hem de hayrete düşüyoruz. türk tarihi hususunda, türkiye'de bu kadar ciddi çalışmaların yapılması ve eserlerin ortaya çıkması elbette ki, cumhuriyet döneminde başta büyük atatürk'ün bu işe vermiş olduğu ehemmiyetten kaynaklanmaktadır." yukarıdaki yazı, doçent doktor saadettin gömeç'in hüseyin nihal atsız'ın aziz hatırasına ithaf ettiği kök türk tarihi adlı kitabın önsözünün ilk paragrafıdır. bu saatte bu kadar uzun bir cümle kurabildikten sonra kitap hakkındaki fikirlerimi de söyleyeyim bari, güzelim cümle boşa gitmesin. bu kitap, göktürklerle ilgili, şimdiye kadar okuduğum(sadece göktürk tarihini anlatan yaklaşık olarak 15-20 ve belkide daha fazla kitap okumuşumdur) en iyi kitaplardan biridir. ve hatta en iyisi olma yolunda hızla ilerliyor. daha tam bitiremedim kitabı, alalı 2 gün oldu. yararlanılan kaynakların yarısından fazlasını okumuş olmama rağmen yinede okutturabiliyor kendini. aslına bakarsanız kitabın son sayfalarına harita, arkeolojik kazılarda bulunan türk eserleri ve orhun abidelerinin eklenmesi bile kitabın ne kadar kaliteli olduğunu göstermeye yetiyor, daha fazla uzatıp kafa sikmeye gerek yok.
    4. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dünyanın en geniş tarihidir. ama ne yazık ki bu tarihe fazla sahip çıkılmıyor. solcusu osmanlı devleti'ni sağcısı atatürk'ü yok sayıyor.
    5. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dünyanın en değerli tarihi yanlış hatırlamıyorsam ingilizler veya amerikalılar dünyanın en büyük kaşıkçı elması varken kütüphanelerimize dalmışlardır.
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türkler olmadan ne avrupa ne de asya tarihi hakkında yorum yapılabilir bu bir gerçektir. kısacası dünyanın tarihini öğrenmek istiyorsanız ilk önce türk tarihini öğrenmeliyiz ama ne yazık ki okumuyoruz...
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      'dünya tarihi bir kitap olarak yazılsa sonra o kitaptan türk tarihi çıkarılsa geriye sadece kitabın kapakları kalır.' diye bir söz hatırlıyorum.
      3mükemmel bir söz - tibbiyelihaseki 13.03.2017 12:22:04 |#3268239
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tarihten alınacak en büyük ders tarihten ders alınmadığıdır
    9. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: #1575839) dışında bilgi bulamadığım, sözlüğün göz ardı edilmiş başlıklarından ki ne kadar üzücü bir durum. bilinen ilk türk'den bahsedelim türkler, dünyanın en eski, asil, büyük devletler kurup, pek çok ünlü şahsiyetler yetiştiren medeni milletlerinden biridir. türkler, nuh peygamberin oğullarından yâfes’in türk adlı oğlunun neslindendir. “türk milletinin kökünün dayandığı türk adındaki insan, insanlığın ikinci babası nuh aleyhisselam’ın oğlu yâfes’in oğlu olan kişidir.” mustafa kemal atatürk türk kelimesinin yazılı olarak kullanılması ilk olarak mö 1328 yılında çin tarihinde tu-kiu olarak görülmektedir. türk adının tarih sahnesine ilk çıkışı ms 6.yy da kurulan göktürk imparatorluğu ile olmuştur. orhun kitabelerinde türk adı daha çok türük olarak anılmaktadır. bu sebepten ötürü türk kelimesini türk devlet'inin ilk kez resmi olarak kullanılan siyasi teşekkülün göktürk imparatorluğu olduğu bilinmektedir. göktürklerin ilk dönemlerinde türk sözü bir devlet ismi olarak kullanılmışken, sonrada türk milletini ifade etmek için kullanılmıştır. ms 585 yılında çin imparatorunun göktürk kağanı işbara'ya yazdığı mektupta ''büyük türk kağanı'' diye hitap etmesi, verilen cevabi mektupta ''türk devletinin tanrı tarafından kuruluşundan bu yana 50 yıl geçti.'' hitapları türk adını resmileştirmiştir. orhun kitabeleri'nde türk sözü daha çok ''türk budun'' diye geçmektedir. türk budun'un ise türk milleti olduğu bilinmektedir. türk budun, türk soyuna mensup olan bütün boyları ve toplulukları ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmiştir. hz. nuh'un semavi kutsal kitaplara göre üç tane oğlu vardır, bunlar; sam, ham(kenan), yafes. tekvin'e göre 3 temel ırk nuh'un bu 3 oğlundan meydana geldi. yafes, yafesi ırkın. ham, hami ırkın. sam, sami ırkın. nuh'un ilk torunları; yafes'in oğulları: gomer, magog, madai, javan, tubal, meshech a.ş. ham’ın oğulları: cush, mizraim, put, ve canaan. sam’in oğulları: elam, asshur, arpachshad, lud ve aram. altta yazacağım tüm bilgilerde yasef'in oğullarının tümünün soyunu türk olarak değerlendirildiği belirtilmektedir. ... alıntı .... “ve gemiden çıkan Nuh’un oğulları Sam, Ham ve Yafes idiler. ve bütün yeryüzüne yayılanlar bunlardan oldu… _Kenan’ın atası Ham, (bir gün) babasının çıplaklığını gördü, kardeşlerine söyledi… (utanan) Sam ile Yafes babalarının çıplaklığını örttüler…” “ve Nuh dedi: ‘Kenan lanetli olsun!.. kardeşlerine kullar kulu olacaktır! Sam’ın Allah’ı Rab, mübarek olsun, ve Kenan ona kul olsun! Allah, Yafes’e genişlik versin!.. Sam’ın çadırlarında otursun!.. ve Kenan ona kul olsun!..'” ... .... yukarıda söylendiği gibi sam'ın oğulları yani araplar yafes'in oğulları yani türklere sığınmışlardır. bilindiği üzere ham eski kenan diyarı olan şimdi ki filistin(israil) halkının atasıdır. bu bölge sayda şehrinden gazza'aa kadar uzanıyordu. yahudiler bu gruba sahip çıkarlar ancak tevrat’tan anladığımıza göre bu kabileler lanetlenmiş ve diğerlerine kulluk etmeye mahkum edilmişlerdir. kenan, seba, babil, akad halkı ve kral nemrud bu oğuldan olmadır. tarihi gelişmeler bu laneti gerçek yapmıştır. 3. oğul yasef ise, bizim bütün türk boylarının atasıdır. görüldüğü gibi, hadislerden ve kur’an dan çok önce tevrat’ta da en büyük iltifata mazhar olmuş millet türklerdir. hz. nuh’un, en sevgili oğlu yafes için ettiği dua, çok derin mânâlıdır ve olduğu gibi gerçekleşmiştir. türkler gerçekten de 900 yıllarından itibaren araplar’ın çadırlarında, ülkelerinde oturmaya başlamışlardır. yine aynı tarihlerden başlıyarak hıtay’ı, hindistan’ı, kuzey afrika’yı ve avrupa’yı hakimiyetlerine almışlardır. ... alıntı ... Yafes’e dönersek; Gomer, Magog. Madai, Tiras, Yavan, Tubal(Tuval), Meşeç adlı oğulları…. Gomar (Sümer), Magog (Gog-magog gibi), Madai (Medler) aşina gelmektedir… Gomar’ın Togarmi, Rıfat (Dicle ve Fırat) ve Aşkenazoğulları…. Aşkenaz, Hazar soyundan olan Doğu Avrupa Musevîleri’ne verilen addır ve Yavan’ın oğlu Tarşiş bize ismen çok aşina geliyor. Bu kelimeler Türkçe özellikler taşımaktadır. Togarmi’nin (Hz. Nuh’un Yafes’ten torunu) on oğlu vardır ki, bunlar Uygur, Tiros, Avar, Hun, Barsil, Zarna (Tarniyaklı), Kozar (Hazar), Sanar, Bulgar ve Sâbir’dir. ... ... işte bahsedilen de budur. bütün kafkasya, türkistan(orta asya), sibirya, balkanlar ve anadolu halkalarının atası bir. hz. nuh'un oğlu yasef'ten geldikleri için yafetik olarak adlandırılırlar. yafes’in en az üç oğlundan (gomar, magog, madai) geldikleri için sümer, gog, magog, gur, guz, oğuz, macar olarak adlandırılırlar ve togarmi’nin on oğlundan çoğalarak pek çok soy ve boya ayrılmışlar, yüzlerce oymak ve aşiret halinde dünyaya yayılmışlardır. hz. ibrahim ve türkleri ele alaca olursak; tevrat'ta hz. ibrahim şam'ın soyundan terah'ın oğlu olarak gösterilmektedir. islama göre hz. ibrahim'in babası azer'dir. yani hazar türkü'dür. bu duruma göre yasef'in soyundan olması gerekir. zaten arap tarihçiler de gerçek arapların ad, semud, amalike gibi kabileler olduğunu; hz. ibrahim’in oğlu ismail soyunun sonradan araplaşmış olduğunu ifade ederler. tevrat'ta allah'ın hz. ibrahim'e bir hitabı var ki hz. nuh'un duasına cevap gibidir. “seni büyük millet edeceğim! ve seni mubarek kılacağım! seni mubarek kılanları, mubarek kılacağım! ve sana lanet edene, lanet edeceğim! yeryüzünün bütün kabileleri, sende mubarek olacaktır!..” (tekvin, 12. bab) rivayete göre hz. ibrahim'in kantura adında bir eşi daha vardı. bu mubarek kadın da türk boylarının anası, atasıydı. peygamberimiz türkler'den kantura oğulları diye söz ederdi. hatta bu yüzden 9. asırda müslüman olup halife etrafınna toplanmaya başlayan türkler, soyları sorulduğunda ''babamız ibrahim amcamız ismail'' derlerdi. yaudiler hz. ibrahim’in bu ifadesinin kendilerini kastettiği düşünrek büyük israil hatta dünya hakimiyeti hayali peşinde koşmuşturlar. halbuki kur'an'daki yahudileri lanetleyen ifadeler böyle bir kutsama varsa bile ortadan kalktığını göstermektedir. yahudiler ktab-ı mukaddes'in zebur'dan sonraki bölümler de bile kınanır. bu yüzden bir çok kere kıyıma ve sürgüne uğramışla yinede akıllanmamışlar ve halen filistinliler, lübnanlılar, ırakta araplara zülüm etmeye devam etmektedirler. “ey iman edenler!..içinizden kim dininden dönerse, (bilsin ki) Allah bir kavim getirir ki, onları sever. Onlar da o’nu severler. Onlar müminlere karşı mütevazı, kafirlere karşı zorlu olurlar. Allah yolunda Cihad ederler, kendilerini yerenlerin çekiştirmesinden yılmazlar. Bu (özellik) Allah’ın bir inayetidir ki, onu dilediğine verir.” (maide suresi, 54. ayet) şükürler olsun ki bu hitap biz türkler'edir. gerçekten de türkler bahsedildiği gibidir. inananlara karşı son derece mütevazi, onlara saldıran inançızlara karşı son derece de amansız olmuşlardır. haçlı seferlerine karşı koyanlar araplar değil türklerdi. arap fatımiler selçukluları arkadan vurmuşlar haçlıların işini kolaylaştırmışlardı. haçlılar bu sebepten ötürü kudüs'ü işgal etmiş ve müslümanları katletmişlerdi. 820 sene sonra 1. dünya savaşında araplar yine türkleri arkadan vurmuşlar ve ülkelerini adeta batılılara peşkeş çekmişlerdi. eğer türkiye batı’ya karşı atatürk liderliğinde direnip galip gelmeseydi bütün bu bölgede topraklar, zenginliklerin yanı sıra islam da elden gidebilirdi. 700 yıllık endülüste bir tek müslüman bırakmayan batılı hıristiyanlar zaten bu amaçlarından hiç bir zaman vazgeçmemişlerdir. öte yandan peygamberimizin de türkler ile ilgili pek çok hadisi vardır. bir kaç tanesi, “sizler (araplar) deriden çarık giyen bir kavimle (türkler) çarpışmadıkça, kıyamet kopmayacaktır.” burada ki kıyamet sözü ahiretteki kıyamet değildir. herşeyin kökten değişmesidir. gerçekten de 750 yılında talas savaşında araplar ile türkler çarpışmış ve araplar kazanmıştır. fakat kitle halinde islamiyeti kabul eden türk ırkından halklar, islam devletinin temel ve hakim unsuru haline gelmişlerdir. araba dair herşey kökünden değişmiştir. bir diğer hadis şöyle: “türkler size dokunmadıkça, siz de onlara dokunmayınız. zira kantura oğulları, allah’ın (ilk önce) ümmetime (araplar’a) verdiği saltanatı, (onların elinden) çekip alacaklardır.” (21) bu hadis peygamberimizden 1500 yıl önce inmiş olan tevrat’ta yer alan ve 2500 yıl önceki hz. ibrahim’e allah’ın vaadi olan: “seni büyük millet edeceğim. seni mübarek kılanları mübarek kılacağım. sana lanet edene lanet edeceğim!” ifadesinin tam teyididir. araplar bu nasihate uymamışlar türk’lerin üstüne yürümüşler onları yenmişler ancak sonunda saltanatı türk’lere devretmek durumunda kalmışlardır. ama en dikkat çekici hadis şudur hz. muhammed’e sorarlar: “mevali nedir ya resulullah?..” “onlar sizin azadlılarınızdır. yani faris yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: ”ey araplar, siz fazla taassuba kaçtınız.” “siz bunlara gereği gibi hak tanımazsınız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır!” bu hadisteki mevali, arap olmayandır. faris, iran dır. faris yönü, horasan dır. gelen kavim ise, türklerdir. şu halde türkler, nuh tufan’ından beri var olan, ilk devleti kuran, dünyanın en eski dilini kullanan ve hem tevrat’ta, hem de kur’an da övülmüş, dünyanın dört bir yanına yayılmış bir millettir. nuh peygamberden öncesini ele alacak olursak; “efendiler, Bu insanlık dünyasında en az yüz milyonu aşkın nüfustan oluşan büyük bir türk milleti vardır ve bu milletin yeryüzündeki genişliği oranında tarih alanında da bir derinliği vardır. türk milletinin kökünün dayandığı türk adındaki insan, insanlığın ikinci babası nuh aleyhisselam’ın oğlu yâfes’in oğlu olan kişidir.” atatürk 1922’de türkiye büyük millet meclisi’nin 130. toplantısının birinci oturumunda yaptığı konuşmada türklerin kökeni hakkında böyle diyordu. atatürk’ün cumhuriyetin ilk yıllarında bu alanda başlattığı araştırmalar, özellikle 1930’ların başında yoğunlaştı. 1930’da tarih heyeti’ni oluşturarak türk tarihinin ana hatları adlı kitabı hazırlattı. 1931’de ise türk tarihi tetkik cemiyeti’nin kuruluşuna ön ayak oldu ve adı daha sonra türk tarih kurumu olarak değiştirilen cemiyetin çalışma alanını türk ve türkiye tarihi olarak belirledi. kurumun bir yıl sonra gerçekleştirilen ilk genel kurulunda türk tarih tezi kabul edildi.tez iki ana eksen üzerine oturuyordu; “türk uygarlığı tarihin en eski uygarlıklarından biridir ve bu uygarlığın kökeni orta asya’dır.” bu çalışmaların bir ayağının eksik olduğunu düşünen atatürk, türk dil kurumu’nu da kurdurarak, ulusçuluğun ana öğelerinden olan dil konusunda da derin bir çalışma başlattı. onun türk tarih kurumu’nun ikinci dil kurultayı’nda yaptığı konuşmada yer alan “güneş” yaklaşımı, sonradan tanışacağı mu efsanesinin güneş kültü ve kendi tezi güneş dil teorisi’yle doğrudan ilintiliydi. tarih çalışmaları, türk tarihinin ana kaynaklarını araştırmak, arkeoloji yoluyla yeni bilgiler sağlamak, tarihte ve bugün ırk karakterlerini antropolojik yöntemlerle saptamak gibi noktalar üzerinde şekilleniyordu. tarih ve dil kurumlarının varlık nedeni de bu temellere yaslanıyordu. atatürk, türk uzmanların yabancı meslektaşlarına ihtiyaç duymadan arkeolojik kazılardan çıkacak yazıları inceleyebilmesi ve bu yoldan elde edilecek bilgilerle eski uygarlıkların gerçeğine ulaşmak amacıyla eski dillerin öğrenilmesi için de dil tarih coğrafya fakültesi’ni kurdurdu. kısaca mu efsanesinden bahsetmek gerekirse mustafa kemal tarafından atanmış araştırmacısı ilkel diller uzmanı ve tarihçi diplomat tahsin mayatepekdir. günay amerika uygarlıklarından maya uygarlığının dil ve kültürü anadolu ve orta asya kültürleri ile ilgili örtüştüğünden kendisi bu araştırma için meksikaya gitmiştir ve orada ki tarihçilerin yardımı ile araştırmayı genişletmiştir. bu araştırmalardan devamlı olarak atatürk'ü bilgilendirmiştir. mu adası pasifikte bulunan bir adadır ada ve nuh peygamberden önce var olduğu düşünülmektedir. fakat ada kayıptır. battığına inanılmaktadır. mayatepek'in 29 şubat 1936 tarihli 7. raporunda açıkça ve çarpıcı bilgiler ile anlatılmıştır. “Uygur, Akad, Sümer Türkleri’nin Pasifik Denizi’nde ilk insanların zuhur ettiği Mu’daki büyük medeniyet, dil ve dinlerini cihana yaydıklarına dair yepyeni ve mühim malumatı ihtiva eden rapor: Kuzey Amerika alimlerinden Cononel James Churcward 4 Kıta eserinde dünyada ilk insanların ilk zuhur ve saadet diyarı olarak Tevrat’ta ‘Gan Edn ve Kuran’da “cennati Adn’namı altında zikri geçen ve Pasifik deniz’inde bulunan ‘Mu’ kıtasında ortaya çıktığı ve bu büyük kıtanın 11 bin 500 sene evvel müthiş depremler ve patlamalar neticesinde 24 saatte 64 milyon nüfusuyla denize battığı ve ilk yüksek medeniyetin, dilin ve vahdaniyete dayalı dinin ve fen ilimlerinin Mu kıtasından 70 bin sene önce Maya namıyla çıkarak Asya’da Uygur, Hindistan Naga-Maya, Fırat nehri deltasında Akad, Mezopotamya’da Sümer, Kızıldeniz’in batısındaki arazisindeki Mayu ve Etiyopi kıtasında Tamil namlarını almış olan Mu çocukları tarafından bütün cihana yayılmış olduğu vesaire hakkında, şimdiye kadar Doğu’da ve Batı’da yayımlanan kitapların hiçbirinde görmediğim çok derin ve 50 sene süren incelemeler mahsulü malumata tesadüf ettim.” Mayatepek Churcward’ın kitabından şunları naklediyordu: “Eski Türklerin ilk vatan ve kökenleri şimdiye kadar bildiğimiz üzere Orta Asya olmayıp, Pasifik Denizi’nde 200 bin sene mevcudiyetten sonra batmış olan Mu kıtası olduğu ve Orta Asya’ya, Mezopotamya’ya, Yukarı ve Aşağı Mısır kıtasına ve Etiyopi’ye Mu kıtasından binlerce sene evvel gelip Mu’daki yüksek kültür ve medeniyetlerini, dil ve dinlerini yaydıkları anlaşılıyor.” Raporda Mu’ya ait bazı sembolleri açıklayarak dünyanın dört bir yanına dağılan uygarlıkları da anlatıyordu: “1.Kol: Bu kolu Mu’dan ‘Maya’ namıyla çıkarak Asya’nın doğu kıyılarına ayak bastıktan sonra ‘Uygur’ namı alan Mu çocukları teşkil etmektedir. 2.Kol: Bu kolu teşkil eden Mu çocukları gemilerle ve ‘Maya’ namıyla çıkarak Hindi Çini kıyılarına çıkmışlar ve oradan ‘Burma’ kıtası istikametinden Hindistan’a girerek oralarda, ‘Naga Maya’ namını alıp, bu namda büyük bir imparatorluk vücuda getirmişlerdir ve bu devlet 200 bin sene devam ettikten sonra yok olmuştur. Bu insanların bir kısmı Hindistan’ın batısından gemilerle Basra Körfezi’nin kuzeyinde Fırat Nehri deltasına girerek, bu yerlere ‘Akad’ ve daha kuzeye ilerleyerek bu havaliye de ‘Sümer’ adını vermişler ve kendileri de bu namı almışlardır.” Churcward’ın yapıtı kaynak gösterilerek nakledilen bilgiler arasında şu satırlar da yer alıyordu:”Uygur İmparatorluğu ortadan kalkmadan önce Türk İmparatorluğu’nun mevcut olmadığı ve bu imparatorluğun, Uygur İmparatorluğu’nun yukarıda izah olunan felaketler neticesinde son bulmasından sonra, 10-11 bin sene evvel ortaya çıktığı ve ırktaşlarımız olan Akadlar’la Sümerler’in Orta Asya’dan değil, doğrudan doğruya 70 bin sene evvel Mu kıtasından çıkıp Hindi Çini, Burma, Hindistan yolu ile evvela Fırat deltasına ve müteakiben Mezopotomya arazisine yerleştikleri anlaşılmaktadır.” evvet buraya kadar okuduysanız ne mutludur bana. sondaki rapor, tevrat ve kur'an'dan yapılan alıntılar dışında tamamını kendim yazdım. bu bilgileri sizlere daha net aktarmak için kendi düşüncelerimi eklemeden açık bir şekilde yazmaya çalıştım. girişten itibaren değişse de konumuz sonunda bir efsaneden çıksak da umarım yazılanlar sizi tatmin etmiştir. umarım bu başlık altında bundan sonra daha bilgilendirici entryler görebilirim. :) 2.5 saattir uğraştığımı belirtmek isterim.. :D edit: babam çok uğraştığımı ve çoğunun okumayacağını söyleyip bana gülüyor.. umarım onu haksız çıkartırsınız. :D
      6ellerin dert görmesin haseki - shef the ali 13.03.2017 22:27:17 |#3271000
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      osmanlı tarihinden ibaret değildir
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Türk tarihi ve mitoloji ile ilgili büyük arşivimi sizle paylaşayım. yandex bağlantısı üzerinden dilerseniz indirmeden veya indirerek okuyabilir ve bilgi sahibi olabilirsiniz. Arşivde ki en ilgi çekici kitap ise 400 küsür sayfa olan "Kazım karabekir - türk-alman ordusu ilişkisi" kitaptır.
    12. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tarih her geçen gün yeniden yazılıyor.dün ıstanbul'da yapılan bir kazıda türklere ait kurganlara ve bazı kalıntılara rastlandı.bunların 3500 yıllık olduğu söyleniyor,daha erken gelmişiz yahu o zaman biz..
      0e sen malazgirt’in ilk değil son gelişimiz olduğunu zaten bilmiyor muydun hocam :)) - kıpçak bey 27.10.2017 03:57:48 |#3481940
      1vallahi o kadar hakim değilim hocam :( - prus27 27.10.2017 09:00:07 |#3485301
      0neyse tamam işte öğrenmiş oldun :)) - kıpçak bey 27.10.2017 09:48:48 |#3486179
      butun yorumlari goster (4)
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazı gerçekleri gün yüzüne çıkartmak gerekiyordu, buyrun. part1 part2
      1bu gerçeklerden sonra hocalar, profesörler cahil kaldı. - sabahakadarfm 04.08.2018 13:09:49 |#3725833
      1aydınlandım... - eaglegodz 04.08.2018 13:37:26 |#3725834